Her şey ilkken güzeldi.
Gizli – saklıyken heyecanlı.
Yasakken çekici.
Havva cennetten kovulma pahasına ilk elmayı yerken ne hissettiyse biz de her yeni kaçamakta aynı şeyi hissetmiyor muyuz. Çocukken, ilk gençlikde herşey heycanlıydı da artık cennetten kovulduk. Artık herşey elimizin altındayken eski büyüsünü yitirdi. Kahkahalarda son gülücük eksik kaldı, filmler anlamsız, şaraplar tatsız, sarhoş etmez oldu.
13 ken 18, 18 ken 25 olmaz istedim de 25 ken neden 18’imin kıymetini bilemedim dedim.
Belki de lisans hayatımda Ankara’da olduğum için İstanbul’daki festivaller hep çekici gelmişti. Aniden beliriveren sokak festivalleri inanılmaz eğlenceli gibi görünmüştü. Geri dönüp İstanbul’da geçirdiğim son bi seneme baktığımda ise, katılmayı düşündüğümden çok büyük festivale, konsere katılmışım. Ama hiç biri sıradan bi üniversite şenliğini yerini tutabilecek gibi değil. Hiç bi gezi annemden babamdan zorla izin alıp ortaokulda, lisede gittiklerim kadar eğlenceli değil, hiç bir konser en sıkıcı şenliğimin yerini tutamaz ve hiç bi mekan öğrenciyken takıldığımız 45’likler çalan salaş mekan gibi olamaz. Ve maharet mekanda, yerde, katıldığın etkinliğinin büyüklüğünde değil de yanındaki güzel insanlarla ilkleri tatmandaymış. Belki biraz da özgürlüğümüzü daha tam elimize alamadan yaşadıklarımızı daha da önemsememizdenmiş.
Sezen Aksu ne de güzel demiş Eskidendi şarkısında. Keşke hiç bişey eskimese de herşey o anki heyecanıyla kalsa.
“…
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden .. ”
Hayatımız hergün aynı başlayıp bitmese de birşeyler bizi hala heycanlandırıp şaşırtabilse.. Birşeyleri tamamlamaya çalışırken başka şeylerden açık vermesek. Hayattaki buglarımızı fixledikçe daha büyük buglarla fixlediklerimiz yüzünden karşı karşıya kalmasak. Yorgunluktan ölürkenki huzurla çektiğimiz uykuyu her gece çekebilsek. Nedeni olmasa. Aidiyetimiz artsa ama hiç bi yere, kimseye körü körüne bağlanmasak.
Geçen hafta aylardır beklediğimiz RHCP konseri sonrasıydı. Eskiden böyle değildi, neden dedim. Neden eskisi gibi eğlenceli gelmiyor artık. Ya içimden düşündüğümü zannederken sesli konuştum ya da arkadaşlarımdan biri düşüncelerimi duydu sanki. Hangisi bilmiyorum ama önemli olan dedi ki “Eskiden belki de bu kadar özgür değildik. Herşeyi ilk defa yapıyorduk. Daha önemliydi bizim için.”. Aslında bi iki cümlede tüm ruh halimizi açıkladı. İyilik perilerine, yeşil cücelere, noel babaya inanmayı bıraktıktan kısa bi süre sonra içimizdeki çocuğu da yitirdik. Ardından özgür kaldık. Tüketebildiğimiz kadar tükettik de eski neşemizi bir daha yine de yeniden çocukkenki gibi geri kazanamadık..
Ama yine de bazen küçük anlar için o çocuk dışarı çıkıyor. Kendinden geçercesine gülüyor, eğleniyor da tekrar kabuğuna geri çekiliyor..
Leave a Reply