Google I/O 2019

*To be able to read the post in English, please click the link.

Bu yıl 4.’ye katılma fırsatı bulduğum ve karıştırmıyorsam 12. kere düzenlenen Google I/O; Google tarafından yılda bi kere Mayıs ayında düzenlenen, yazılımcılar için yeni updateleri paylaştıkları bir Developer festivalidir. Bu sene 7-8-9 Mayıs tarihlerinde Shoreline Amfi Tiyatrosu‘nda gerçekleşti. Bölge trenle SF’e yaklaşık 2 saat mesafededir. Havaalanı olarak SF’e de San Jose’ye de inen uçaklarla gidilebilir. Konferans süresince Mountain View, SunnyVale şehirlerinde kalmak ulaşım için kolay olacaktır.

Gelelim bu seneki konferansın duyurularına. Konferans keynote’la başlıyor, ardından Developer keynote ve What’s new in Android session’ı ve de spesifik alanlardaki paralel oturumlarla devam ediyor. Benim gibi daha çok Android kısmıyla ilgilenen bir kişiyse bu ilk 3 oturum aslında tüm konferansın özetini, hangi konuşmalara girmek istediğinizi aktarıyor olacak. Keynote diğer tüm oturumlara göre daha soft ve biraz da kullanıcı açısından değerli olan özelliklerin tanıtıldığı kısım. Ama tabi biz developerlar için de önemli, çünkü geliştirme yaparken hangi yöne gideceğimizi, neleri kullanmamız gerektiğiniz görmüş oluyoruz. Yine de bu yazının daha çok son kullanıcıyı ilgilendiren duyuruları içerdiğini ve daha teknik bir ikinci yazı yazacağımı belirtmek isterim.

Öncelikle her sene programı takip edip, session rezerve etmemizi sağlayan I/O uygulaması bu sene biraz değişmiş, şenlenmiş. Mesela AR konferansta yemek bulabilmemizi kolaylaştıracak şekilde sunulmuştu 🙂 Uygulama içerisindeki “Explore I/O” yu tıklayınca telefonumuzun ekranında çevirdiğimiz yönde ne olduğunu görmüş oluyoruz.

Ardından o gün duyuracakları ürünlerinin tek bir ortak amacı olduğu ve onun da son kullanıcılara yardım etmek olduğu vurgulandı. Email’lerimize hızlı cevap vermemizi sağlayan “Automatic selection from smart reply” bunlardan biriydi. Benim de açıkçası bu sene içerisinde bir kullanıcı olarak en çok hoşuma, en severek kullandığım gmail feature’larından birisiydi. Gerçekten zaman kazanılmasını sağlıyor. Sonuçta her mailde kullanılan standart kalıplar var, bunları type etmekten kurtulmuş olmak benim çok hoşuma gidiyor. 🙂

Ama daha heyecan verici olan yanlışlıkla attığımız maili artık geri alabiliyor olmamız olacak. Bu özellik MS Outlook’da uzun yıllardır bulunuyor ve özellikle iş için atılmış ve yanlış okunarak cevap yazılmış maillerde hayat kurtarıcı oluyor. Uzun zaman önce gelmesi gereken bir özellikti ama bir gmail kullanıcısı olan sevindirdi.

Google photos için önemli anların kaybolmaması için auto backup özelliği anons edildi.

Google’ın bu seneki konferans mottosu “Building a more helpful Google for everyone“dı. Şimdiye kadar bahsettiğim birkaç feature da bu mottoyla direk uyuşuyor.

Geçtiğimiz sene news uygulaması için full coverage özelliği release edilmiş. Amaç da news-related konuları search’de daha iyi organize edebilmekmiş. Keynote’daki örnekten gidersek mesela Black Hole aratılıp sonrasında full coverage ikonuna tıklanırsa black hole’la ilgili farklı haberler ve hatta bir timeline’a bile ulaşabiliyoruz. Özellikle düzenli haber takip etmeyip sonra haberin detayında kaybolan benim gibiler için muhteşem bir özellik geliştirilmiş 🙂 Yeni oyuncak geldi diyebiliriz.

Aslında keynote’da da özellikle vurgulandığı gibi her şey search’ü iyileştirmek için yapılıyor. Google search arama sonuçlarına 3 boyutlu görüntüleme seçeneği de gelmiş. İlk imajda “View in 3D” ye tıklandığı takdirde aratılan objenin, 3 boyutlu olarak gösterim seçeneği de sunulacaktır. Görüntü ise bir alt resimdeki gibi.

Tabi bu çok fazla genişletilebilecek bir konu, sahnede köpekbalığı gibi 😀

Ve buradan sonraki durağımız tabi ki Google lens. Google lens’i görseldeki bi imajdaki yazıyı hızlıca capture etmek istediğimde, bir şeyin ne olduğunu bulamadığımda sıkça kullanırım ama artık yeni bir kullanım alanı daha çıktı. Umarım tüm dünyada çok hızlıca yaygınlaşır. Menünün üzerine tuttuğumuzda o restoranın favori yemeklerini bize sunan bir yardımcı olarak ortaya çıkıyor bu sefer. Dahası herhangi bir yemeğe tıklayınca da resmi çıkacak. Gerçi zaten bence tüm restoranlarda menüler resimli olmalı.

Kamerayla gelen bir başka güzel özellik ise çekilen fotoğrafı artık sadece yazıya dönüştürmeyip aynı zamanda highlight ederek okuması ve başka dillere çevirmesiydi. Okuma yazması olmayan biri için büyük kolaylık. Aslında her bir özellik farklı farklı yerlerde bulunuyordu, belki sadece entegre edildi ama önemli olan olayın hikayesini doğru planlamaktan geçiyorsa burada muhteşem bir iş çıkmış.

Geçen sene I/O’nun keynote’unu izleyenlerin iyi bildiği hepimizin ağzını açık bırakan bir kuaför rezervasyon konuşması vardı. Keynote’da söylenen kullanıcılar kadar işletmelerden de olumlu yorumlar alındığı yönünde. Bu sene ise web’in üzerine eğilinerek asistan aracılığyla araba kiralama ve restoran rezervasyonu çalışılmış. Mesela yaklaşan bir seyahatiniz var ve telefonunuza bildirim düştü. Asistanı açtınız ve “Book a national car rental for my next trip” dediniz. Bu noktada asistan web sitesini açar, bilgilerinizi doldurup ilerlemek için sadece bir “confirm” bekliyor olacak. Açıkçası benim gibi sürekli uçak satın alırken, araba kiralarken vs. hata yapan biri için mükemmel çözüm. Sonraki step de de havayolu şirketlerine el atılırsa mükemmel bir kişisel asistana dönüşmüş olacak. 😀

Asistandaki yine çok önemli gelişmelerden biri de 100 GB’lik modelin telefona girebilecek şekilde 0.5 GB’a shrink edilmiş olması. Tabi artık offline da çalışabilecek ve multitask yapabilecek durumda. Bu yeni asistansa yılın sonunda yeni Pixel’lerle beraber gelecekmiş. Tabi Türkiye’de yaşayanlar olarak verginin artması ve kayıt süresinin 3 yıla çıkmasıyla artık yurt dışından telefon getirmek bizlere zor olacak.

Asistanın sunduğu bazı personalized özellikler de bulunmakta. Daha fazla detay için keynote’a bi göz de atabilirsiniz. Asistan şu an için 80 ülke, 30+ dilde aktifmiş.

AI’la ilgili gelişmelerle keynote devam etti. AI araştırmacıların “testing with concept activation vectors” TCAV olarak adlandırdıkları çalışmayla model’in prediction’ı için önemli olan conceptin ne olduğu belirlenmeye çalışılmış. Mesela zebra için çizgilerin, deri kanseri tespitindeyse bireyin erkek olmasının önemli bir prediction faktörü olmas gibi.

Ve tabi ki güvenliğin önemiyle devam ediyoruz. Gizlilik ve güvenlik ayarları tek bir sekmede toplanmış. Search’deyken profile tıklayarak hızlıca erişilip güncelleme yapılabiliyor. Ve de incognito mode Google Maps’e de gelmiş. Aktif ettiğimizde aramalarımız, timeline’imız tutulmamış oluyor.

Building a more helpful Google for everyone” mottosu tabi gerçekten herkesin Google ürünlerini kullandığından emin olmayı gerektiriyordu ki bu da “Accessible products for everyone” anlamına geliyordu. Bu noktada yine sağır ya da duyma güçlüğü yaşayan ya da sadece konuşmak istemeyen kişiler için konuşmayı anlık olarak yazıya çeviren Live Transcribe ürünü launch edilmiş. Tabi ardında Cloud Speech API çalışıyormuş. Bu proje aşağıda gördüğünüz 2 mühendisin başlattığı ve diğer mühendislerin de %20 zamanla katılmalarıyla ortaya çıkmış.

Sonrasındaysa bu ürün geliştirilerek Live Caption ortaya çıkmış. Podcast, web video, ya da kendi çektiğimiz bir videoda da çalışıp direk yazıya dönüştürebiliyor. Anlık alt yazı 🙂 Ve de on device çalışıyormuş.

Beni bunlar arasında ise en çok heyecanlandıran Project Euphonia oldu. Project Euphonia’yla felç geçirmiş, ALS hastası ya da konuşma zorluğu olan kişilerin sesleri sample olarak kaydedilip, söylemek istedikleri şey yazılı olarak elde edilebiliyor. Mesela sadece gözleriyle klavye kullanarak yazı yazarak iletişim kurabilen ALS hastasının çıkardığı sesler analiz edilerek, sevinç, üzüntü ayırt edilebiliyor. Yıllar önce üniversitenin bitirme projesinde sınıf arkadaşlarım Melike ve Rana’yla ALS hastaları için gözleriyle iletişim kurabilecekleri bir klavye ve dashboard tasarlamamızın üzerinden şu an bu noktaya gelinebildiğini görmek çok duygulandırdı. Btw tabi bizimki hiç bir zaman piyasaya çıkacak bir ürün seviyesine gelmemişti.

Asistan ve AI’in ardından ise sıra Android’de. Android Summit’de ilk defa duyurulmuş olan Foldables’la başlandı. Bu sene içerisinde çokça Foldable device’la karşılaşacağız gibi görünüyor. Öncesinde önlemini almakta fayda var.

Biraz endüstriyel gelişme olsa da bu sene 5G hayatımıza giriyormuş ve Android Q device’larla gelecekmiş. Birçok telekomünikasyon şirketi de destekleyecekmiş, tabi Türkiye için durum nasıl olur zamanla göreceğiz.

Yine kullanıcı için faydalarından devam edersek, evet smart reply zaman kazandıran bir özellik olarak tanıtıldı ki öyle de olur kullanıcı gözüyle. (Tüm Android messaging appleri için geçerli)

Biraz daha tatlı özelliği de action da suggest edebilecek olması.

Konferansta oldukça ses getiren ve uygulamalarımızda nasıl entegre olacağımız konusunda çokça session bulunan Dark Mode‘du.

Ve tabi Android’de güvenlik update’leriyle devam ediyoruz. Günde 50 bilyon uygulamayı tarayabilecek Google Play Protect anons edildi.

Geçen sene Android cihazımızda geçirdiğimiz zamanı daha iyi kontrol edebilmemiz için Digital Well-Being anons edilmişti. Bu sene Focus Mode anons edildi. Herhangi bir şeyin üzerinde çok dedike çalışırken, maille, text message’la bölünmek istemiyorsak, en çok dikkatimizi dağıtan uygulamaları ekleyip bildirim gelmesini engelleyebiliyoruz. Focus modu kapatınca da her şey eski haline dönmüş oluyor.

Bir diğer özellik ise biraz daha aileler için Parental Control. Çocuklarının hangi uygulamada, ne kadar zaman geçirdiği gibi bilgilere erişip kontrol edebiliyor.

Keynote home devices’la devam ediyor. Tüm home device’ları nest adı altında toplanmış. Yeni bir home device Nest Hub Max anons edildi. Çok genel olarak home hub’in webcam’li olanı diyebiliriz.

Başka bir ürün tanıtımı da düşük bütçeli yüksek özellikli Pixel 3A oldu.

Geçen sene Google I/O’da haritalarda gezerken kamerayı açıp gideceğimiz yönleri görebileceğiz, böylece mavi nokta etrafında kaybolmayacağımız bir deneyim paylaşılmıştı. Açıkçası sonrasında özelliğin açılıp açılmadığını deneme fırsatım olmamıştı. I/O günü o günden itibaren bu özeliğin Pixel telefonlarda aktif olacağı söylendi ama bir önceki duyurulandan farklı olup olmadığı konusunda tam emin olmadığımı da söylemek isterim.

Eğer buraya kadar okuduysanız ve yazımı beğendiyseniz, yazıyı yıldızlayabilirsiniz ve paylaşabilirsiniz. 😀

Referans:

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Create a free website or blog at WordPress.com.

Up ↑