Çocukken herşey daha bi farklıdır gözümüzde.. Daha masalsı.. Daha büyüleyici.. Daha görkemli..
Küçükken – yani küçük dediysem gerçekten küçük 5 – 6 yaşlarında – annemle Bursa’da çarşıya alışverişe gittiğimizde öğlen yemeğimizi kapalı çarşıların arasında kalan çiçek ızgarada yerdik. Çiçek ızgara iki katlıydı. Yemek salonu bir üst kattaydı. Ama giriş katında hep bi görevli durur, büyük ahşap kapıyı ardına kadar açıp burdan efendim diyerek üst katı gösterirdi. Üst kat her zaman tıklım tıkışık dolu olurdu. Salonun kenarında ise masalar boşalana kadar beklemek için süslü sandalyeler vardı. Garsonlar hemen ellerimizden alışveriş poşetlerimizi alır bekleme sandalyelerine bizi yerleştirirdi. Bir masa boşalır boşalmaz da hemen poşetlerimizi yine onlar taşıyarak bizi masaya alırlardı. 🙂
Bugün ailecek hep beraber çarşıda dolanıp biraz nostalji yapmaktı niyetimiz. Ama asıl nostalji bana oldu sanırım. Yine öğle yemeği için çiçek ızgaraya girince bu sefer benim çocukluk anılarım canlandı. Evimiz sarayımız dış dünya henüz yabancı bir krallık gibi gelirken herşey öyle farklı öyle masalsı gelirdi ki işte öyle bir yer etmiş işte belleğime.
Yolu Bursa’ya düşenlerin de mutlaka uğramasını tavsiye ederim. Afiyet olsun 😉
Leave a Reply